Selin babasının hiçbir zaman maddi baskıya maruz kalmadığını tespit etti. Tüm faturaları ödeyen kişi annesiymiş.

“Annem ve babam ben yaklaşık beş yaşındayken boşandılar ve babam hiçbir zaman nafaka ödemedi. Bazen üçümüz birlikte dışarıya çıkardık ve annem babamın hesabını da öderdi. Tek başına çocuğunu büyüten bir kadına hesabını ödettirmek dünyanın en büyük terbiyesizliği gibi geliyordu. Ama şimdi benim kadın değil, çocuk olduğumu anlıyorum. Sinirlenmesi gereken annem değil miydi?”

Sıradışı maddi durumu dışında Selin babasının dış görüntüsüne çok düşkün olduğu tespit etti.
“Babam insanların içine çıkarken iyi görünmek isterdi. Nişan ve düğünlerde şık olması önemliydi. Ancak annem parası olmadığı için hiç gitmezdi. Aslında parası olmadığı için değil. Yani, o da vardı ancak ilgi de duymuyordu. İşi dışında gerçekten ilgi duyduğu bir şey olduğunu hissetmedim.”
Yıllardır Selin kendi kadınsı ve erkeksi yanlarını uyum içerisine getirmeye çalışıyor.
“Çektiğim bütün erkeklerin babam gibi olduklarını anlıyorum. İçimde çok büyük bir öfke yaratıyorlardı ve hiçbir işe yaramadıklarını göstermek istiyordum.
Olmak istediğim kadın olmadığımı kabullendim ve daha hoş bir insan olmak istiyorum.
Çok yazdım. Bütün bunların üstesinden gelmek için beni öfkelendiren her şeyi yazdım. Sonuç itibariyle bu hikayeler bana ait değil bile.”

Tesadüf veya değil, Selin’nın annesi meme kanseri geçirdi, babası prostat adenoması oldu.

İkinci egzersiz: giyinme zevki yöntemi

İnsanoğlunun tarihi açısından, insanların sahip oldukları nesneler hep çok önemli olmuştur.
Bu nesneler sevinç, barış, zihin netliği ve refahımızla doğrudan orantılıdır.

Dünya çapında, sahip olduğumuz nesnelerle kendi mutluluğumuz arasındaki ilişki konusundaki en tanınmış teori Japonlara aittir. Ancak her kültürün kendi törenleri var, bazıları daha az bilinir.
Romanya’nın Maramureş adlı bir bölgesinde evde kullanılmayan tüm eşyalar toplanır ve bahçede yakılır. Bu tören Paskalya Bayramı öncesinde, „Noaptea Focurilor” (Ateş Gecesi) olarak da bilinen „Buna Vestire” (Müjdeli Gece) gecesinde yapılır. Yaşam yerinin bu arındırılmasıü kendi beden ve ruhunun arındırılması ile yakından bağlantılıdır.

Sahip olduğumuz en özel nesneler giysilerimiz çünkü onlar vücudumuzla doğrudan temas ederek enerjimizi biriktiriyorlar.

Bu egzersiz çerçevesinde sahip olduğun her giysiye dokunacak ve kucaklayacaksın.
Böylece sözkonusu nesnenin sana sevinç getirip getirmediğini anlayabilieceksin.

Bazı insanlar neyin sevinç getirdiğini bilmiyorlar ve giysilerini seçerken zorlanıyorlar.
Bu süreci aşağıdaki şekilde basitleştirebilirsin:
Bir nesneye karşı hiçbir şey hissetmiyorsan, ilgisiz kalıyorsan – kolayca atabilirsin.
Öte yandan, kucağına aldığında kendini iyi, rahat, uyum içerisinde hissediyorsan, gözlerin parlıyorsa – o nesneyi tutarsın.

Sadece sana sevinç getiren giysileri tut, diğerlerini hibe et / dönüştür / at.
Ebeveynlerinle yaşıyorsan, bir şey atmadan önce onların onayını alman lazım.

Kendi kendine sorabilirsin – eşofman altının sanan sevinç getirmesi neden önemli ?!
Sahip olduğun tüm nesnelerin sana mutluluk verdikleri durumunda hayatını düşün!
Sıradan bir gün nasıl geçer?

Kadınlar için:
Canlı renkler titreşimini güçlendirir. Sadece siyah veya koyu renk kıyafeti olan ve onlardan vazgeçemeyen kadınlardan biriysen, kendine birkaç parka canlı renkte giysi almayı düşün.
Kıyafetine mümkün olduğu kadar sık, canlı renkte bir nesne dahil et.

Erkekler için:
Haftada en az bir defa kendini çok erkeksi hissetmene neden olan bir aksesuar kullan.
Cep saati, papyon, yelek, belli bir atlet olabilir.
İstediğin aksesuarı dışarıda kullanamıyorsan bu alıştırmayı sadece beyninde yap.
Sözkonusu aksesuarı üzerinde hisset.
Zihinsel egzersiz yapmayı ilerlerken, günlük yaşama entegre olabilecek bir aksesuar seçeceksiniz.